"II.Dünya savaşının yıkımı ardından 1945 ile 1975 yılları arasındaki Japon ekonomisindeki dikkat çekici yükseliş, bedelini ödeyen insanlardan bağımsız değildir. İnsanlar fiziki ya da mental ızdıraplara katlanarak bütün yıl boyunca günde on ya da oniki saat, haftada altı ya da yedi gün çalışmışlardır.
Fakat ilk üç savaşın yıkımından sonra hiçkimse, 40’ların ve 50’lerin beyin ya da kalp rahatsızlıklarından (ekseriyetle akut kalp yetmezliği ve beyin kanaması) dolayı ölen adamlardan daha fazla özel bedel ödememiştir.
Lakin bu durum 80’lerin ikinci yarısında, herhangi bir hastalık belirtisi göstermeden ve henüz kariyerinin başında olan çok sayıda genç yöneticinin ani ölümleri ile tekrar ortaya çıkmaya ve medya tarafından haberlerde yeni bir fenomen şeklinde ele alınmaya başladı.
Bu yeni fenomen karoshi (kah-roe-shi) ya da “çok çalışmaktan ölmek” olarak hemen etiketlendi ve bir kere ismine ve tarifine kavuştuktan sonra haberi her yana uçarak Japonyanın fiili bir salgın yaşadığı gerçeğini süratle ifşa etti.
Çalışma Bakanlığı istatistiklerine göre 1987’de sadece 21 karoshi vakası bulunurken 1988’de 23 ve 1989’da 30 vaka tespit edilmiştir. Fakat 1988’de ölümlere dikkat çekmek amacıyla kurulan avukatlar irtibat konseyine göre 1990 yılında aşırı çalışan yaklaşık 10.000 kişinin karoshi’den dolayı hayatını kaybetmiştir.
O günlerde, Karoshi Bengo Dan Zenkoku Renraku Kaigi ya da “Çok Çalışmaktan Dolayı Ölümler için Ulusal Avukat İrtibat Konseyi” genel sekreterliğini de yürüten bir avukat olan Hiroshi Kawahito şöyle der: “Küresel dünya, tüketicilere mükemmel hizmet vaatleri ardında kaybolurken, ölçüsüz bir yarış ihtiva eden bu süreç kendi çalışanlarını kurban veriyor.”
Kawahito, çalışanların işleriyle bağlantılı bir karoshi tespit edemediklerini ve Çalışma Bakanlığının endüstriyel kapasiteyi yükseltmek için üretim arttırımını desteklemesinin çalışanların menfaatlerine aykırı olduğunu da ekliyor.
Chiba Kensei Hastanesinin Müdür Yardımcısı ve karoshi konusunda otorite olarak itibar gören bir kişi olan Yoshinori Hasegawa, çok çalışmaktan ötürü hayatını kaybeden kurbanların çoğunun yüz saatten fazla çalıştıklarını söylüyor. Çalışanların fazla mesai ücreti almadıklarını, fakat kendilerine çalışan elit yönetici sınıfının “samuray tarzı onurdan muaf” olduğunu da ekliyor.
Çalışanlar arasında korunan sabit baskı nedeniyle gruplar arası rekabet ve rakiplerin maliyetlerinde pazar payının yükselmesi yüzlerce, binlerce Japon yöneticiyi bu çılgın gidişatın çalışma yönünde tazyikte bulunduğu bir fiziksel baskının girdabına teslim ediyor.
Bu denli yoğun bir çalışmayla geçen senelerden sonra çoğu yönetici boş zamanında dahi dinlenemediğini fark eder. Böylece ciddi stresten kaynaklı sıkıntılar ve sürmenajdan dolayı işlerinden ayrılarak tasviye olurlar.
Kobe Üniversitesinde dış ilişkiler profesörü olan Masaaki Noda, ücretli çalışanların neden çok çalıştıklarını anlamanın zor olmadığını çünkü bu kişilerin kendilerini aile hayatına kapadıklarını ve iş yerinden başka gidecek bir yerleri olmadığını söylüyor."
Boye Lafayette de Mente
http://www.apmforum.com/columns/boye51.htm
çeviri: azcalis
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder