21 Ocak 2009 Çarşamba

Karşı saldırılar

Çalışanlar haklı ve sayısız gerekçeleriyle 35 saat hakları için mücadelelerine devam ederken, işverenler de boş durmuyor karşı atağa geçiyordu. Mazeretler bilindik ama kabul edilemez safsatalardı:


(TİSK’in internet sitesinden)

Rekabet Gücü Kazanmaya Çalışan Avrupa Ülkeleri, Çalışma Sürelerini Tartışıyor...

Avrupa’da, ABD ve Yükselen Piyasalar karşısında rekabet gücü kazanma isteği ile haftalık çalışma süresinin önce 40 saate daha sonra da 40 saatin üzerine çıkarılması çabaları yoğunlaşıyor.

Çalışma süresinin uzatılması ile birlikte;

• Maliyetlerin azalacağı,
• Uluslararası arenada rekabet gücü azalan Avrupa ekonomilerinin güçleneceği,
• Yeni istihdam alanlarının yaratılacağı,
• İşsizlik oranlarının düşeceği

belirtiliyor.


Alman Metal Sektöründe Çalışma Süresi Esnekleştirildi
Siemens’te 35 saatten 40 saate çıkıldı

Almanya’da, Gesamtmetall ve IG Metall arasında Şubat ayında imzalanan, Mart ayında yürürlüğe giren ve Şubat 2006’ya kadar 26 ay süreyle yürürlükte kalacak olan yeni toplu iş sözleşmesi ile 40 saate kadar çalıştırılabilinen işçi oranı istihdamın %18’inden %50’sine çıkarıldı. Bu durumda gerekli görüldüğü takdirde çalışanların yarısı, ücret değişikliği olmaksızın “geçici olarak” haftada 40 saat çalışabilecek.

Sözleşme ile çalışma sürelerinin, ücret denkleştirmesi olmadan “özel durumlarda” 6 ay süre ile 40 saate kadar uzatılmasına da imkan verildi. Bu 6 aylık süre karşılıklı anlaşma sağlanarak 2 yıla kadar çıkabilecek.

Diğer taraftan, dünya çapında 438 bin işçisinin 170 bini Almanya’da çalışan Siemens’in, geçtiğimiz aylarda bir fabrikasında ücretlerde değişiklik yapılmaksızın çalışma süreleri 35 saatten 40 saate çıkarıldı. Son olarak geçen ay Kuzey Ren ve Westfalya eyaletindeki 2 fabrikasında da işçiler ilave ücret almaksızın haftada 35 saat yerine 40 saat çalışmayı kabul etti.

Siemens’in bu girişimi, ülkenin önde gelen fabrikalarını da harekete geçirdi. Örneğin;

• DaimlerChrysler; Almanya’nın rekabet gücünün artması ve ülkedeki işyerlerinin elde kalmasının sağlanması için maliyet girdilerinin azaltılması gereğinden hareketle, üretim, planlama ve geliştirme bölümlerinde çalışan 10.000’den fazla mühendis ve diğer yüksek derece kalifiye elemanının haftalık çalışma süresini 40 saate çıkardı.

Çalışma sürelerinde bir değişiklik olmasaydı DaimlerChrysler, Güney Almanya’daki fabrikalarından 6000 işçi çıkaracak ve yeni C-sınıfı Mercedes otomobillerin üretimini başka ülkelere kaydıracaktı.

• CONTINENTAL, Kimya işkoluna bağlı olarak otomobil yedek parçaları ve tekerlek üretimi yaptığı, 3.500 işçinin çalıştığı Hannover’deki fabrikasında, Haziran ayı ortalarında çalışma süresini 40 saate çıkardı.

• MAN, haftalık çalışma sürelerini ücret denkleştirmesi olmadan ilk etapta 35 saatten 38 saate çıkarmak istiyor. Bunun kabul edilmemesi durumunda Almanya’daki üç fabrikadaki üretimini Doğu Avrupa ülkelerine taşımayı düşünüyor. Bu konu ile ilgili görüşmeler devam ediyor.

Almanya’da son günlerde şiddeti daha da artan çalışma sürelerinin artırılması yolundaki tartışmalar devam edecek gibi görünüyor. Siemens, DaimlerChrysler, Contınental fabrikalarının çalışma sürelerini artırmasının ardından MAN, Linde, Bosch ve Opel fabrikalarında da bu yönde girişimler başladı.


Almanya’da Başlayan Tartışmalar Fransa’ya da Sıçradı

Almanya’nın ardından Fransa’da da çalışma sürelerinin artırılması tartışmaları başladı.

Fransa’da haftalık çalışma süreleri 2000 yılında 35 saate indirilmişti.

19 Temmuz 2004 tarihinde Bosch’a ait bir otomotiv yan sanayi fabrikasında çalışan Fransız işçiler, haftalık çalışma süresini 35 saatle sınırlandıran Fransız yasasına bir darbe indirdi.

Lion kenti yakınındaki Vénissieux kentinde faaliyet gösteren Bosch fabrikası işçileri, fabrikalarının Çek Cumhuriyetine taşınmasını önlemek için her yıl ilave ücret karşılığı olmadan 6 gün daha fazla çalışmayı kabul etti.

Fabrikada çalışan 820 işçinin büyük bölümü önümüzdeki 1 Ocak tarihinden itibaren 20 günlük izinlerinin 6 gününden vazgeçti. Bu da haftada 1 saat fazla çalışma anlamına geliyor.

Yürürlüğe girebilmesi için personelin %90’ı tarafından kabul edilmesi gereken sözleşme, işçilerin oybirliğine yakın bir çoğunluğu ile kabul edildi. 820 işçinin sadece %2’si haftada 36 saat çalışmaya göre sözleşmelerinin değiştirilmesine karşı çıktı.

Şirket yönetiminin, 2008 yılına kadar sona erdirilmesi planlanan 300 işten 190’ını kurtarma taahhüdü altına girdiği bu anlaşma ile fabrikanın çalışılan saat başına işgücü maliyetleri %12 düştü. Anlaşma, Bosch fabrikasının yeni Disel-enjeksiyon sistemi yatırımını, işgücü maliyetleri %40 daha ucuz olan Çek Cumhuriyeti yerine Vénissieux şehrinde yapmasına imkan sağladı.

Fransa’da toplam 10.700 işçi istihdam eden Bosch, ücret karşılığı olmadan 35 saati artıran ilk teşebbüs oldu.

Fransa’da 35 saatlik haftalık çalışma süresinin fiilen aşılması konusunda atılan ilk adım olan bu kararın, diğer şirketlerin de daha fazla esneklik arayışlarını özendirmesi bekleniyor.


Tüm bunlar olup biterken Fransa’da


(Radyo KAssel’in internet sitesinden)

...

Fransa'da hükümetin 35 saat olan haftalık çalışma süresini yükseltmek istemesi ve sosyal hakları tasfsiye planları 100 binlerce emekçiyi sokağa döktü. Paris’te 100 bin, Marsilya’da 50 bin, Bordeauxve Toulouse şehirlerinde 25’er bin kişinin katıldığı yürüyüşlerin çağrısını beş büyük sendika konfederasyonu (CGT, CFDT, FO, CFTC ve FSU) yapmıştı. Öteki sendikaların tümü de katılım çağrısında bulunmuşlardı. Fransa’nın 118 kentinde yapılan protesto gösterilerine katılanların temel talepleri ; haftalık 35 saat çalışma yasasının savunulması, ücretlerin arttırılması ve kazanılmış sosyal hakların gasp edilmesine karşı çıkılması idi.

5 Şubat yürüyüşlerine, beklendiği gibi, özel sektörde çalışan emekçilerden de yoğun bir katılım gerçekleşti. Yıllardır ücret artışı yüzü görmemiş emekçiler, bu duruma artık bir son verilmesi gerektiğini belirttiler. Ocak ayı içerisinde düzenlenen ve değişik sektörlerden milyonlarca emekçinin katıldığı eylem günlerinden sonra, hem harekete bir devamlılık kazandırmak ve hem de 35 saat yasasının parlamentoda tartışılacağı günlerde, emekçilerin tepkisini ifade etmek üzere 5 Şubat eylemleri kararlaştırılmıştı.

Bir önceki dönemde görev yapan 'çoğulcu' sol hükümet zamanında çıkarılan 35 saat yasası, başından beri sermayedarları ve sağcı partileri rahatsız ediyordu. Yasa, işsizliği biraz azaltma kaygısıyla çıkarıldığı için, patronlara birçok taviz veriyor ve sınırlılıklar taşıyordu. Emekçilerin daha az süre çalıştırılmaları bakımından tarihsel ve objektif bir ilerleme olmakla birlikte, esnek çalışma ve ücretlerin dondurulması gibi tedbirlerle birlikte gündeme geldiği için, emekçiler tarafından pek büyük bir coşkuyla karşılanmıyordu.

Raffarin hükümeti işbaşına geldiğinden beri ise, 35 saat yasasını hedef tahtasına koymuş bulunuyor. Daha önce yapılan değişikliklerle, fazla mesai yoluyla çalışma süresi zaten fiili olarak arttırılmıştı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hayatın Mekaniği