7 Eylül 2009 Pazartesi
Çalış! Senin de Olur?
Yaptığımız işten bir adım uzaklaşıp bakalım... Biz eylem* mi yapıyoruz? Bir şirkette ya da fabrikadaymış gibi çalışıyor muyuz? “Çalış... Senin de olur!” diyorlar, ama sadece çok çalışarak çok özgür olamıyoruz. Çünkü genellikle yaptığımız politika değil: çalışmak.. “çalışma, insanları birbirinden farklılaştıran değil, aynılaştıran, onları sadece türün bir üyesi olarak bırakan, türsel ihtiyaçların doyurulmasına tekabül eden ve zorunluluk kategorisine bağlı olan bir etkinliktir; bu nedenle, insansal özgürlüğün ifadesi olamaz”(3). Norman O. Brown, tam da bu nedenle çalışma yerine “iş” kavramını kullanıyor (4). İktisadi aklın her türden yoksunluğa dayalı bir kültür olduğunu savunan Bernard Suits ise, zorundalık çağrıştıran “çalışma” yerine zevk alınırsa yapılan “oyun”u öneriyor: “’oynamak’ yerine yapmak istediğin için yaptığın şeyleri yapmak, ‘çalışma’ yerine de başka birşey için yaptığın şeyleri yapmak ifadelerini kullanabiliriz” diyor (5).
Pınar Selek, “Politika Hayattır”, Amargi, Sayı 11
* Bireyselliğin inşasını tamamlayamadan dünya üzerinde kendimiz olabileceğimiz, kendimizi ifade edebileceğimiz herhangi bir yer bulmamız çok güç. Selek burada eylem derken bu ifade ihtiyacına ve bu ihtiyacın varoluşsal gerekliliğine gönderme yapıyor.
Notlar:
3) Nilgün Toker, “Hannah Arendt Neden Feminist Olamadı”, Amargi, Sayı 1
4) Norman Brown, Ölüme Karşı Hayat, Ayrıntı yay., 96
5) Bernard Suits, Çekirge, Ayrıntı yay., 95
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder