21 Temmuz 2009 Salı

AŞIRI ÇALIŞAN JAPONLAR KASILIYOR

Japonları çalıştıran yeşil çay ve suşi değil, hazımsızlık hapları.

Bunun sebebi; felaket patronlar, eksik uyku, kötü çalışma alışkanlıkları, tuzlu besinler ve mide ülseri.

Nobel ödüllü Avustralyalı Dr. Barry Marshall gelecek hafta Japon'yay geldiğinde, Tokyo’ya bir aziz dokunmuş gibi olacak. Dr. Marshall, Perth laboratuarlarında, genel mide bakterileri ve ülserler arasındaki bağlantıyı ortaya koymuş kişidir. Dr.Marshall, büyük bir bardak bakteri ile ülserin tedavi edelebileceğini ispatlamıştır.

Japon nüfusunun, nerdeyse yarıya yakını için bu kokteyl gereksiz – onlar çoktan rahatsızlığı kapmışlar ve yaklaşık 1 milyon kadarı ülser. Tedavi yani kısa sureli antibiyotik kullanımı, şu anda sadece standart bir tedavi.

Hâlihazırda, Japonlar ulusal midelerinden rahatsızlar. Japonlar boğazlarına kadar, mide asidine karşı kullanılan tertiplere gömülmüş durumdalar ve 2004’de reçetesiz satılan, bitkisel ilaçlara 1,2 milyar Yen ( USD 13,7) harcadılar. İşdeki stres suçlandı.


Bir başka enstantane; işçilerin yarısından daha azı, ücretli senelik izinlerini alınca; dağ gibi 7,2 milyar Yen’lik fazla mesai ücretleri kalıyor, “babalık izni”ne hala karşılar. İşçilerin %41’i 6 saatten az uyuyor. Ölesiye çalışmak, mahkemelerce tanınacak kadar yaygın ve özel bir kelime ile şereflendiriliyor “karoshi”.

Resmi Japon istatistikleri ve OECD rakamlarında gözüken toplam çalışma saatlerindeki hafif düşüş, usta işçiler tarafından şüpheyle karşılanıyor

Tokyo metrosunun vagonları; stresin, fazla çalışmanın ve tükenişin sonuçlarının harika bir incelemesi.

Dün, bir muhabirinde içinde olduğu vagonunda, genç bir kadın ayakta uyurken, sıkıca tutunduğu tutamaç elinden kayınca, ufak bir velvele yaşandı. Kendisi de uyumakta olan ve irkiltilmesiyle diğerlerini de uyandıran, oturan bir yolcunun üstüne doğru tökezledi. Karşılıklı saygı sunmalar ve özürlerin arkasından herkes eski haline geri döndü.

Daha esnek ve yarı-zamanlı işlerin varlığına rağmen, bu işler daha az yetenekli kimseler için uygun bulunuyor. Güvenli bir iş hala süper-insan adanmışlığı ve bunun getireceği stresi içeriyor. Japon işletmeleri bunu değiştirmek ister görünüyorlar ve çözüm için gözlerini dışarıdan gelenlere dikmiş durumdalar.

Yabancılar şu anda Sony ve Nissan’ı işletiyor ve bir kadın Sanyo’nun başına geçirildi. El birliği ile yeni bir kolektif kültür oluşturmaya çalışıyorlar.

Yönetim danışmanı olarak, idaricilere liderlik dersleri veren Brian Martin, bu ölümüne çalışma davranışının değişmesi için yardıma gereksinim var diyor.

Brian’a göre: zayıf organizasyon, gönülsüz temsil, açık hedeflere ulaşmada ve ya ortak amaç için birleşmekte başarısızlık (yöneticiler arasında görülen tipik eksiklikler) etkisiz kalmaya, ofiste strese ve evde sorunlara neden oluyor.

Onun düşüncesine göre; yeniden güçlenen bir ekonomi ve rakiplerin daha modern bir yönetim stratejileri, ihtiyaç duyulan güdüleyici olabilir.

Ancak karşı cepheden kanıtlanmış konular geldi. 2003’de yayınlanan "Japan Journal of Occupational Health", ekonomik refah, borsanın performansı ve ölüm oranları arasında, çok vahim bir ilişki buldu.

1985-1990 yılları arasında hisse fiyatları yükseldi ve işsizlik düştü ancak işçiler arasında ki ölüm oranı arttı. Yani, ne kadar çok çalıştılarsa, o kadar çok öldüler.

Deborah Cameron, Tokyo
http://www.japanprobe.com/?p=55

Çevirtmec: Aiken

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hayatın Mekaniği